Etkin #dersçalışma’da Motivasyonun Önemi

ders calisma motivasyon

Etkin #dersçalışma’da Motivasyonun Önemi

Etkin ders çalışma üzerine yazdığım bu blog serisine başladığımda, hatırlarsanız etkin ders çalışmak için kritik olan üç şeyin zihin, bellek ve motivasyon olduğundan bahsetmiştim. Buna dayalı olarak da, etkin ders çalışma açısından öncelikle zihnin önemini, ardından da belleğin önemini detaylandırdım. Şimdi sıra motivasyon unsurunda.

Peki ama neden motivasyon? Tahmin edebileceğiniz gibi, birçok araştırma bulgusuna göre motivasyon düzeylerimiz ve derse ayırdığımız vakit arasında dikkate alınmaya değer bir ilişki bulunmakta. Örneğin A.B.D.’de ulusal bazda gerçekleştirilen Akademik Gelişim Raporları’na göre, motivasyonu olmayan 12. sınıf öğrencilerinin %71’inin günde sadece 60 dakika, %25’inin ise hiç ders çalışmadığı saptanmıştır.

Bazılarınız, “Motivasyonları olmadan günde 60 dakika çalışmışlar, yine iyiymiş.” diyebilir. Lakin elzem bir sınav sürecinde olduğunuzu düşünürseniz sadece önünüzdeki sınavları geçmek önceliğiniz olmayıp, daha da ileri düzey başarılar önceliğiniz ise hiç şüphesiz 60 dakikanın eksikliğinin farkına varırsınız. Vardığınız takdirde de, işte o 60 dakikayı arttırmanın sırrı ders çalışmaya yönelik (sınavlara yönelik demiyorum, dikkat :)) motivasyonunuzu arttırmakta yatmaktadır.

Ders Çalışmaya Yönelik İçsel Motivasyonu Arttırmak Kritik!

Ders çalışma ve motivasyon dediğimizde de en kritik olan ilk husus, ders çalışma anlarının “ek puan”, “tatile çıkma”, “etüde kalmama”, “istediğim tatlıyı yeme” gibi “extrinsic rewards (görülebilen ödüller)” e dayandırılmaması durumudur, çünkü bu türden tercihler belki o saat, o gün, o hafta ders çalışmayı sağlayarak, kısa süreliğine var olan sorunsalı çözse de, kişiye aslında ders çalışmanın kendi kontrolünde değil de dışarıya bağlı olduğunu öğretir. Buna bağlı olarak da, beraberinde etkin ders çalışmaya zarar verebilecek birçok etki getirir. Bu etkiler, son 50 yıldır bu sahada yapılan birçok araştırmada ortaya çıkmıştır. Daha iyi anlaşılması açısından bu araştırmaların bazılarına değinmekte fayda var:

  • Deci tarafından yapılan araştırmada, bir grup üniversite öğrencisine bir işi yapmaları için para ödülü takdim edilmiştir, diğer bir grup öğrenciye ise o işi yapma isteklerinden ötürü sadece sözel bir tebrik beyan edilmiştir. Bulgular, para ödülünün motivasyonu arttırmaktansa azalttığını göstermiştir. Sözel tebriği alan grubun o işi yapma motivasyonları artarken, diğer grubun yapma motivasyonu azalmıştır.
  • Lepper, Greene ve Nisbet tarafından yapılan araştırmada, çizime oldukça çok ilgi duyan 51 öğrenci üç farklı gruba rastgele dağıtılmıştır. Bunlardan birinde öğrenciler bir çizim aktivitesini yazılı sertifika ve yıldız etiketi karşılığında tamamlamayı kabul etmiş, diğerinde öğrenciler bir çizim aktivitesini sürpriz bir ödül karşılığında tamamlamayı kabul etmiş, diğer gruptakiler de bir çizim aktivitesini tamamlamış ancak karşılığında da hiç bir ödül kazanmamıştır. Bu dağılım yapıldıktan sonra da, araştırmacılar bu 51 öğrencinin çizim aktivitesine ne kadar çok zaman ayırdıklarını incelemiştir. Sonuçlar şaşırtıcıdır: hiçbir ödül kazanmayan veya sürpriz ödülü kazanan gruptaki öğrenciler, yazılı sertifika ve etiket ödülünü kazanan gruba göre, çizim aktivitesine oldukça daha fazla zaman ayırmıştır. Araştırmacıların vardığı sonuç şu şekilde olmuştur: herhangi bir aktivite öncesinde belirlenen ödül o aktiviteye verilen ilgiyi negatif bir şekilde etkilemektedir, çünkü hiçbir ödül almayan grup bir yana, sürpriz ödülü alan grup, çizim vaktinin dışında, boş vakitlerde bile çizim yapmaya devam etmiştir.
  • Masters ve Makros tarafından yapılan bir araştırma ise, görülebilen ödüllerin, kazanılan bilginin kalite düzeyini etkilediğini göstermiştir. Buna dayalı olarak, 4 ve 5 yaşındaki 70 anasınıfı öğrencisi iki gruba ayrılmıştır. Bunlardan birinde blok yapılara ilişkin beceri sorularına verilen doğru yanıtlara şeker ödülü verilmiş, diğer gruptakilere ise, doğru yanıtlara hiçbir ödül verilmemiştir. Sonuçlar tekrar şaşırtıcıdır: ödül alan gruptaki öğrenciler blok yapılara ilişkin beceriyi, diğer gruba nazaran çok daha yavaş kazanmış ve aynı zamanda da çok daha basit hatalar yapmıştır. Bu da, ödülün olduğu durumlarda, aktivite, aktiviteyi öğrenmek için değil de ödülü kazanmak için yapıldığı gerçeğini desteklemiştir.
  • Başka araştırmalar ise, görülebilen ödüllerin, bireylerin öğrenmeye yönelik tercihlerini etkilediğini gözler önüne sermiştir. Örneğin, Maehr ve Stallings, öğrenciler kendileri tarafından değerlendirilmeye nazaran, öğretmenleri tarafından değerlendirildiklerinde, kendilerini nasıl aştıklarını araştırmışlardır. Bu çalışmada, 8.sınıf öğrencilerine, basit ve zor olmak üzere, iki dizi matematik problemi verilmiştir. Bu sorulardan öğrenciler dilediklerini seçebilmekle beraber, bir dizi soruya verdikleri yanıtların öğretmenleri tarafından değerlendirileceği, bir dizi diğer sorunun ise kendileri tarafından değerlendirileceği bildirilmiştir. Neticede öğrenciler, öğretmenleri tarafından değerlendirildikleri durumlarda tekrarlayıcı biçimde daha basit soruları yanıtlamayı tercih eder iken, kendilerinin değerlendireceği sorularda hep daha zor olan soruları yanıtlamayı tercih etmişlerdir. Yani, işin sonunda “not” olduğunda, öğrenciler en kolay yoldan gitmeyi tercih ederken, tek başlarına bir şey üzerine çalıştıklarında, kendilerini aşmayı tercih etmiştir.

“Buna bağlı olarak da, beraberinde etkin ders çalışmaya zarar verebilecek birçok etki getirir.” ifademe geri dönecek olursak, ders çalışma anları dışsal faktörlere dayandırıldığında, öğrenmenin kontrolünüz dışında olduğunu hissettirmenin yanı sıra, ortaya çıkarabileceği zararlı etkilerin bazılarını şu şekilde olduğunu görmekteyiz: öğrenmeye ayırılan vakitte azalma, bilginin öğrenildiği kalite düzeyinde azalma ve tercih edilen içeriklerin daha kolaya doğru kayarak, bireylerin kendi potansiyellerini keşfetme olasılıklarında azalma.

Buna bağlı olarak, etkin ders çalışma açısından motivasyon dediğimizde kritik öneme sahip olan husus, etkin ders çalışma anlarının görülebilen ödüllerden, yani dışsal motivasyondan ziyade, görülmeyen ödüllere, yani içsel motivasyona dayandırılmasıdır. Başka bir deyişle, ders çalışma anlarına yönelik içsel motivasyonun arttırılmasıdır. Peki ama görülmeyen ödüller ve içsel motivasyon nedir? ve nasıl arttırılabilir? Takip eden yazımda, bu noktadan devam ediyor olacağım.

Yorumunuzu bırakabilirsiniz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

0
    0
    Sepetiniz
    Sepetiniz boşMağazaya Geri Dön