Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkileri

tv-12

Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Günümüzün yaygın kitle iletişim aracı olan televizyon, hayatımızı ele geçirmiş gibi. Çocukların sabah gözünü açar açmaz televizyonun karşısına geçmesi, yemek yemek ya da uyumak gibi hayati işleve sahip fonksiyonların televizyonsuz yapılamayışı gibi birçok olgu var karşımıza çıkan.

Televizyon niye bu kadar cazip dediğimizde, insanlara hem görsel hem de işitsel olarak hitap etmesi, aslında çocuklar için hazır hayalleri pazarlaması bakımından ilgi çekici. Çok fazla televizyon ya da çizgi film izleyen çocuk bir süre sonra kendi başına düşünmekten, çalışmaktan, çabalamaktan uzak kalıyor. Çünkü çocuğun önünde her şey hazır halde, onun için çizilmiş, renklendirilmiş, onu ve çevresindeki insanları eğlendiren bir makine kurulmuş halde diyebiliriz.

Televizyonun başından kalkmadan izleyen çocuklar, reklamları bile bir süre sonra ezberlemiş hale gelebiliyorlar. Evlerde baş köşeyi alan televizyon, dünyaya açılan bir çeşit pencere görevi yüklenmiş gibi görünse de çocuklara aynı zamanda bilmedikleri bir dünyanın da kapılarını açıyor. Bu durum bazen çocuğun kişiliğine ve karakterine olumsuz bir etki bırakabiliyor.

Dünyadaki teknolojik gelişmeler, özellikle ülkemizdeki son yirmi yıl içerisinde televizyonun ucuzlaması ve özel kanalların açılması, hatta televizyonu açtığımızda net olarak sayısını bilemediğimiz kanalların evimizde bir tuşla karşımıza sıralanması gibi nedenler televizyonu daha izlenir hale getirdi. Kablolu yayınların yaygınlaşması, ekran ve görüntü kalitelerindeki gelişmeler, çekim açıları, son yıllarda kullanılan son derece gerçekçi çizim ve efektler televizyonun son çeyrek yüzyılda daha fazla izlenmesine, bu nedenle de zararlarıyla da daha fazla karşılaşmamıza neden oldu.

Son araştırmalar çarpıcı bir şekilde nasıl ve ne kadar süreyle izlendiğine bağlı olarak televizyon izleyen çocukların maruz kaldığı negatif ögeleri açıklıyor

Yapılan araştırmalara göre; “2 yaşındaki çocuklar televizyon açmayı biliyor, 3 yaşındaki çocuklar her gün televizyon seyrediyor. Çocukların% 56’sı günde 2 saat,% 44’ü de üç saat televizyon seyrediyor. Anaokulu öğrencilerinin günde ortalama 2 saat, ilköğretim okulu 2.ve 3. sınıf öğrencilerinin 2,5 saat, 7. ve 8. sınıfların ise yine 2 saatten fazla televizyon izliyor.”.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca 12 bin aile üzerinde yapılan Türkiye’de Aile Yapısı Araştırması’nda çarpıcı sonuçlarına göre;

Aile bireylerinin birlikte yaptıkları birinci aktivite 59,4 ile televizyon izlemek. 2. Sırada 25,8 ile akraba, komşu, arkadaş ziyareti, 3. Sırada 21,9 ile alışveriş, 4. Sırada 7,2 ile tatil, 5. Sırada 6,1 ile dışarıda yemek yemek, en son olarak 3,2 ile sinema ya da tiyatroya gitmek geliyor. Bu ankete katılan aile bireylerinin 79,6’sı birlikte tiyatro ve sinemaya hiç gitmemişken, yaklaşık 63,3’ü de hiç tatile gitmedikleri ortaya çıkmış. Ülkemizde ortaöğretim dönemindeki bir çocuğun televizyonun ve bilgisayarın başında geçirdiği süre okulda geçirdiği süreden yarı yarıya daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Çocuklar öğrencilik hayatlarında yılda ortalama 1000 saatlerini okulda geçirirken, yaklaşık 1500 saatlerini de televizyon ve bilgisayar başında geçiriyorlar.

Not: Bu veriler pandemi süreci ve karantinadan önce alınmıştır, karantina ile birlikte evlerde olan çocukların ekran karşındaki geçirdikleri süre maalesef çok daha fazla olduğu net söylenebilir.

Çocukların Televizyonlardan Etkilendikleri Konular

  • Sosyal sorunlar ve iletişim problemleri yaşamaya etkisi,
  • Tüketim toplumu olmaya özendirici etki yaratması,
  • Kilo alımını artırarak obezite olmaya etkisi,
  • Çocukların cinsel kimliğinin oluşması ve karşı cinsle olan ilişkileri üzerine etkisi,
  • Anne ile ilişkisi üzerine etkisi,
  • Baba ile ilişkisi üzerine etkisi,
  • Şiddet eğilimlerini arttırmaya yönelik etkisi,
  • Okumaya, düşünmeye ve başarıya etkisi,
  • Dildeki yozlaşmaya etkisi,
  • Kendi kimliklerinin bağımsız ve özgün bir biçimde oluşmasına etkisi,
  • Çocukların masumiyetlerinin yok oluşuna etkisi

Çocukların Saatlerce Televizyon İzlemelerinin Tüketimi ve İstekleri Arttırdığı Görülmektedir

Televizyon izleyen her bir çocuk gelecekte tüketici toplum dediğimiz durumun oluşmasına neden olmaktadır. Tüketim toplumu bireyleri salt tüketmekle kalmaz, değer yargılarını, ilişki biçimlerini ve kişiliğine yönelik pek çok şeyi etkiler. Reklam endüstrisi ile tüketici toplum kavramı öne çıkmış ve çocukları hedef almıştır.
Nedenleri;
-Çocukların elinde eskisinden daha fazla para olması
-Marka seçimlerinde ailelerini etkilemesi
-Marka sadakatini aşılamanın çocuklar için daha kolay olması
Reklamlarda devamlı mutlu, huzurlu bir hayat vaddedilmekte, tanıtılan ürün veya nesnenin bu özendirici hayata ulaşmanın tek yolunun o ürünü satın almaktan geçtiğini dayatmaya çalışır. Dolayısıyla da çocuğun çalışmanın, emek vermenin, başarılı olmanın, saygı ve sevgi bağının kurulmasındaki insani boyuttaki pek çok değer yargısının yerini sadece tüketerek mutlu ve huzurlu bir hayata sahip olunacağı fikrinin edinilmesi problemini öne çıkarır.
Reklamlarda kullanılan ürünün satılması için çocukların kimlik, ilişki ve değer yargıları iletilen mesajlar ve sloganlar yoluyla farklılaşmaktadır.
Çocuklara insanların ne kadar çok şeyi olursa o kadar çok mutlu olacağına inandırmaya çalışılır.
Bu anlamda da evin geçimini sağlamakla yükümlü olduğu baba veya anne, daha çok nesne alamazsa, ya da çocuklarının daha fazla tüketmelerini sağlayamazsa, onların mutluluğunu sağlayamayan bir baba- anne konumuna düşürülmektedir.

Televizyon’nun Beslenme Alışkanlıkları Üzerindeki Etkisi Oldukça Fazla, Dünyada Olduğu Gibi Ülkemizde De Hem Ekran Bağımlılığı Hem He Obezite Giderek Yaygınlaşmakta

Araştırmalar bize gösteriyor ki uzun süre televizyonun karşısında kalmak, obezite olmayı son derece etkiliyor. Bunun nedeni de çocukların televizyon karşısında uzun süre hareketsiz kalarak daha az enerji harcaması ve yedikleri yüksek kalorili yiyecekleri yakamamasıdır.
Ayrıca televizyon karşısında yemek yiyen çocukların normalden fazla yedikleri ve neyi ne kadar yediklerinin farkında olmadığı görülmüştür. Bu da onların sağlıksız beslenmelerine yol açar ve daha çocukluklarından itibaren çeşitli sağlık problemleriyle karşılaşmalarına neden olabilir.
Çocuklarda görülen bu obezite sorunu ileriki yaşlarda onlarda kalp sorunlarına yol açabilmektedir. Hareketsiz bir yaşam, sağlıksız bir kalp için ideal bir ortamdır. Ayrıca bu çocuklarda vücuttaki yağlanma oranı daha fazla olduğu gözlenmiştir.

 Televizyonun Çocukların Uyku Düzenlerine Olan Etki Düzeyi Oldukça Yüksek

Çocukların yatmadan kısa bir süre önce televizyon izlemesi nedeniyle ekran ışığının uyku/uyanıklık döngüsünü düzenleyen melatonin salgısını etkilemesi ve baskılaması nedeniyle çocukların uyku düzenleri bozuluyor. Film/çizgifilmlerde yer alan şiddetin olumsuz etkisinin oluşması kaçınılmaz oluyor. Çocuk izlediği o şeyden etkilenip gece boyu uyuyamıyor veye sık sık korkunç rüya gördüğünü söylüyor, uyanıyor, uyku sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabiliyor.

Televizyonun Çocukların Hayal Dünyasına Etkileri Tahmin Ettiğinizden Oldukça Fazla

Şiddet içeren görüntüler, bunlar sadece fiziksel de olmayabilir bazen birçoğu sözlü şiddet oluyor, salt çocuk ya da yetişkinler için değil, tüm yaş gruplarına yönelik programlarda yer almaktadır. Bu da toplumda şiddetin sıradanlaşmasına sokakta, okulda, parkta, alışverişte, yolda, evde heryerde karşılaşılmasına yani normalleştirilmesine neden olmaktadır. Özellikle erken çocukluk dönemindeki küçük yaş grubunda, gerçek ve hayal kavramları birbirine karışabilir, birbirlerinden ayırt edemeyebilirler. Televizyonda seyrettiği bir şeyi gerçekmiş gibi algılayabilir. Bu da çocuğun davranışlarını olumsuz etkileyebilir elbette. Hayal ürünü olan o kahramanlar gibi olmaya çalışabilir. Çizgifilmlerdeki en çok yapılan yanlışlardan bir tanesi de, kahramanın başına ne gelirse gelsin, kurtulması uğradığı şiddet ve kötü bir davranış sonrası hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam etmesidir. Yani orada uygulanan şiddetin zarar vermediği gibi bir algılama da söz konusu olabilmektedir. Çocuk zihinsel süreçlerindeki özelliklerinden dolayı izlediklerini yetişkinler gibi algılayamamakta ve bu yüzden farklı etkilenmektedir.

 Televizyonun Aile İçinde İletişimsizliğe Yol Açtığı Gerçeği Apaçık Bir Şekilde Ortada

Sürekli televizyon izlenen evde sohbet olmaz, kimse birbiriyle konuşup iletişim kurmaz, iletişim azaldığı için evde birbirlerinin sorunlarından hayatlarından habersiz aile bireyleri oluşur. Bu da ilerde aile içinde bazı sorunların oluşmasına yol açabilir. Ayrıca çocuk sadece ailesiyle de değil, çevresiyle olan sosyal ilişkilerinde de sıkıntı yaşar. Televizyonun eğlenceli ve alternatifli dünyasından çıkmakta zorlanan çocuk evde kalmak isteyebilir. Bu durumda dış dünya ile bağını keserek içine kapanık yaşayan bir çocuk haline gelebilir. Çocuğun televizyonu kontrolsüzce izlemesi, onu okumaktan, sinema ve tiyatroya gitmekten, hatta en önemli gelişim kaynağı olan oyun oynamaktan bile yoksun bırakmaktadır.

Televizyon Çocuklarımızın Kendi Kültürüne Karşı Oldukça Yabancılaşmasına Yol Açıyor

Televizyonlarda yayınlanan birçok dizi, program, çocuklar için uygun olmayan içerikler sunmaktadır. Yabancı kültürlerin, gelenek ve göreneklerin etkisiyle büyüyen çocuk kendi kültürüne, kurallarının dışına çıkabilir. Özellikle televizyon dizilerindeki yalan, entrika, aldatma görüntüleri çocuğun o küçücük zihninde hatalı olmayan, doğru örnek olarak olarak yer edinebilir. Çocuğun kültürel değerlerini bilmeden veya kendi değerlerinden uzaklaşarak yanlış örnekler ile büyümesine yol açabilir. Çocuklar, kendi kültürlerinin ürünleri ile değil, başka ülkelerin kahramanları ve farklı değerlerin işlendiği programlarla büyümektedirler. Bu da çocukları kendi ulusal kültürümüzden soğutarak gerçekte var olmayan tamamen hayal ürünü kahraman ve ideolojilerin peşinden gitmelerine ve malesef kendi öz değerlerimize karşı yabancılaştırarak büyümelerine neden olmaktadır.

Televizyon, Teknoloji Çocuklarımızın En Büyük Hazinesi Masumiyeti Günden Güne Yok Ediyor

Dünyanın değiştiğini söyleyen yetişkinler, çocukların son zamanlarda çocukların kendi dünyalarındaki değişimlerini de elbette görüyorlardır. Tüketim, şiddet, iletişimsizlik ve yanlış örnekler nedeniyle çocuklar giydikleriyle, tavırlarıyla, yok olmaya başlayan oyunlarıyla, çocuklar sahip oldukları en değerli masumiyeti kaybederken biz yetişkinler ise geleceğimizi, geleceğimiz dediğimiz evlatlarımızı yani neslimizi kaybediyoruz…
Çocukların günde kaç saat televizyon izlediği belirlendikten sonra bu süre aşamalı şekilde azaltılmalıdır. Çocukların izledikleri programların içerikleri tespit edilmeli, yaşlarına uygun psikolojilerini olumsuz manada etkilemeyen programlara yöneltilmeleri gerekmektedir. Ayrıca çocuk ebeveynlerini, çevresindeki yetişkinleri örnek aldığından doğru model olabilecek kitap okuma, spor yapma, paylaşmaya dayalı etkinliklerin öne çıkarılması gerekmektedir. Bu etkinlikleri desteklerken de özendirmesi çocukların doğru davranışı sergileyen anne-babalarını örnek alarak, televizyondan uzaklaşmasını sağlayacaktır. Mutlaka çocuğunuzla onun izlediği programları birlikte izleyin. Bu şekilde çocuğunuzun izlediği, gördüğü şeyler hakkında bilgi sahibi olursunuz. Ayrıca çocuğunuzla izledikleriniz hakkında sohbet ederek programı değerlendirebilirsiniz ve çocukların neler kazandığı ya da nasıl etkilendiğini açıkça görebilirsiniz.

Televizyon, Telefon,Tablet,Bilgisayar  Sınırlanmalı, Oyun Zamanı, Yaşa Göre Etkinlik Zamanı Artmalı

Çocuklara yemek sırasında televizyon izlenmemesi gerektiği ya da yapılacak işler varken onları bitirmeden televizyonun başına geçmelerinin yanlış olacağı söylenilip, tv izlenmesine izin verilmemeli ve sınır konulmalıdır. Televizyonda belirlediğiniz birkaç kanalı açıp bu programlar bittikten sonra televizyonu kapamak, izleme alışkanlığı ile ilgili kurallar koymak ve belirlenen televizyon saatinin bitmesinin ardından çocuk için cazip etkinliklerin planlanması çocuk için faydalı olacaktır. Tüm bu verilen bilgiler ışığında çocuğunuz sizi dinlemiyor ve saatlerce televizyonun başından kalkmıyorsa, koyduğunuz sınırlar karşısında evde gergin bir ortam oluşuyorsa, çocuğunuz ile iletişiminiz giderek azalıyorsa bu konuda çocuğunuzla beraber psikolojik destek ve yardım almanızı öneririm…

Yorumunuzu bırakabilirsiniz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

0
    0
    Sepetiniz
    Sepetiniz boşMağazaya Geri Dön